SADAKANIN
AHKAMI
3251) “Hz.
Ebu Hüreyre RA anlatıyor: “Resulullah AS buyurdular ki: “Sadakanın en hayırlısı
zenginlik halinde verilendir. Nafakasını vermek zorunda olduklarından başla.’’
Buhari, Zekât 18;
Nafakat 2; Ebu Dâvud, Zekât 39, (1676); Nesâi, Zekât, 53, (5,62).
Yine Hz. Ebu Hüreyre RA
anlatıyor: “Resûlullah AS bir gün sadaka (nafaka) vermeyi emretmişti. Bir adam:
“Ey Allah’ın
Resülü, dedi yanımda bir dinarım var!’’
“Onu kendine
tasadduk et (kendi nafakan için harca)!’’ buyurdu. Adam:
“Yanımda bir
dinar daha var(sa)?’’ dedi. AS:
“Onu da
çocuklarına tasadduk et” buyurdular. Adam tekrar:
“Bir başka
dinarım daha var(sa)?’’ deyince:
“Onu da zevcene
tasadduk et” emrettiler. Adam bu sefer:
“Başka bir
dinarım daha var(sa)?’’ dedi. AS:
“Onu da
hizmetçine tasadduk et!” deyince, adam tekrar atıldı:
“Bir başka
dinarım daha var(sa)?’’ AS:
“Onun nereye
verileceğini sen daha iyi bilirsin’’ cevabını verdi.’’
Ebu Dâvud, Zekât
45, (1691); Nesâi, Zekât 54, (5, 62).
3252) Hz.
Ebu Saidi’I-Hudri RA anlatıyor: “Resulullah AS sadaka vermeyi emrettiği sırada
mescide, düşük kıyafetli bir adam girdi. Halk bağışta bulundu. Resülullah AS
adama iki parça giyecek verdi. Sonra halka tekrar:
“Sadaka verin!’’ diye hitabetti. Derken o adam üzerindeki iki
parçalık elbisesinin bir parçasını çıkarıp (sadaka olarak) attı. Resulullah AS:
“Benim kılık kıyâfetini düşük
görerek iki parça giyecek verdiğim şu adamı siz de görüyor musunuz? “Sadaka
verin!” dediğim zaman, kendisine az önce verdiğim iki parçadan birini çıkarıp
(sadaka olarak) attı.’’ (Resulullah adama yönelip:) “Elbiseni al!” dedi ve
adamı (niye böyle yapıyorsun? diye) azarladı.”
Ebu
Dâvut, Zekât 39, (1575); Nesâi, Cuma 26, (3, 106), Zekât 59, (5, 63).
3253) Hz.
Câbir RA anlatıyor: “Adamın biri yumurta büyüklüğünde bir altın getirip:
“Ey Allah’ın Resülü, şunu bir
mâdende ele geçirdim, bunu alın, tasadduk ediyorum! Bundan başka birşeyim de
yok’’ dedi. AS (memnuniyetsizliğini ifâde için ondan yüzünü çevirdi. Sonra adam
Resülullah’ın sağ tarafından yaklaşıp aynı şeyleri söyledi. Efendimiz yine
adamdan yüzünü çevirdi. Adam bu sefer sol tarafından yaklaştı, aynı şeyleri
söyledi. Resulullah yine adamdan yüzünü çevirdi, sonra adam arka cihetinden
yine yaklaşıp önceki sözlerini aynen tekrar etti. Bunun üzerine AS onu aldı ve
adama attı. Eğer değseydi canını yakacaktı. Buyurdular ki:
“Biriniz
bütün sahib olduğu serveti getirip: “Bunu sadaka olarak veriyorum” diyor ve
sonra da oturup halka avuç açıyor! Hayır. Sadakanın hayırlısı zenginlikten
sonrakidir.’’
Ebu Dâvud, Zekât
39, (1673).
3254) Hz.
Aişe (RA) anlatıyor: “Resulullah (AS) buyurdular ki: “Eğer kadın, evin
yiyeceğinden zarar vermeyecek şekilde infak ederse, kadın infâk ettiği için,
erkek de kazandığı için sevaba kavuşurlar, malı koruyan vekil harc için de aynı
şekilde sevab vardır. Bunlardan birinin sevabı diğerinin sevabından hiçbir şey
noksanlaştırmaz.”
Buhari, Zekât 26, 17, 25,
Büyü’ 12; Müslim,
Zekât 80, (1024); Ebu Dâvud, Zekât
44, (1685); Tirmizi, Zekât 34, (671,
672); Nesâi, Zekât 57, (5, 65).
3255) Ebu
Ümâme RA anlatıyor: “Resulullah AS:
“Kadın kocasının evinden, onun
izni olmadan infak edemez!’’ buyurmuştu ki sordular:
“Ey Allah’ın Resulü! Yiyecek de
mi veremez?’’
“Evet buyurdular, o,
mallarımızın en kıymetlisidir.’’
Tirmizi, Zekât 34 (670).
3256) Abdullah
İbnu Amr İbni’I-Âs RAümâ anlatıyor: “Resulullah (aIeyhissalâtu vesselâm):
“Kadının ihsanda bulunması, ancak kocasının izniyle câizdir!’’
buyurdular. ‘‘
3257) Bir
rivayette şöyle buyurmuştur: “Koca, kadının ismetine (nikâhına) sahipse,
kadının kendi malında da tasarrufu câiz olmaz.’’
Ebu Dâvud, Büyü 86, (3546,
3547); Nesâi, Zekât 58, (5, 65, 66).
3258) Ebu
Musa RA anlatıyor: ‘‘Resulullah AS buyurdular ki: “Müslüman emin vekilharc,
kendisine emredilen malı, gönül hoşluğu ile verdiği taktirde tasadduk
edenlerden biri olur ve sevaba iştirak eder.’’
Buhari,
Zekat 25; Müslim, Zekat
79, (1023).
3259) Hz.
Ömer RA anlatıyor: “Ben Allah yolunda bir at tasadduk etmiş idim. Ona sâhip
olan kişi, hayvanın bakımını ihmal etti. Bunun üzerine atı satın almak istedim.
Biraz ucuza satar diye düşünüyordum. Önce Resulullah AS’a bir sorayım dedim.
“Sakın ha! buyurdu, ne onu satın
al ne de sadakana dön, hatta onu sana bir dirheme verse bile. Zira sadakasına
dönen, kustuğuna dönen gibidir!.’’ buyurdular.’’
Buhâri, Zekât 59, Yesâya 31, Cihâd
119, 137; Müslim, Hibât 3, (1621); Muvatta, Zekât 50, (1, 282);
Ebu Dâvud,
Zekât 9, (1793); Tirmizi, Zekât 23, (668); Nesai, Zekât 100, (5, 108,
109).
Muvatta’nın bir rivayetinde şu
ziyade vardır: “. . . (Sadakasına dönen) kusmuğuna dönen köpek gibidir.”
3260) İbnu
Abbâs RAümâ anlatıyor:
“Bir adam
gelerek:
“Ey Allah’ın Resulü, annem vefat etti. Ben onun için tasaddukta
bulunsam ona faydası olur mu?” diye sordu. AS:
“Evet!”
deyince, adam:
“Benim bir meyveliğim var. Sizi
şâhid kılıyorum, onu annem için tasadduk ediyorum!” dedi.”
Buhari, Vesâyâ 15,
20, 26, Ebu
Dâvud, Vesâyâ 15 (2882); Tirmizi, Zekat 33, (669); Nesâi, Vesaya 8, (6, 252, 253).
3261) Sa’d
İbnu Übâde RA anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü dedim, annem vefat etti, (onun
adına) yapacağım sadakanın hangisi efdaldir?’’
“Su!”
buyurdular. Bu cevap üzerine Sa’d bir kuyu kazdı ve: “Bu kuyu Sa’d’ın annesi
için” dedi.”
(Ebu Dâvud, Zekât 42, (1679, 1680, 1681); Nesâi, Vesâyâ 9, (6, 254, 255).